19 Şubat 2016 Cuma

"Makinalaşmak" üzerine kısa bir değini.



20.10.2015
  TKL 309 - Hicret Osta




RUS FÜTÜRİZMİ’NİN IŞIĞINDA “MAKİNALAŞMAK”

     20. Yüzyılın başı itibariyle edebiyata yön veren akımlardan biri olan Fütürizm, İtalyan kaynaklı olmasına rağmen paralel bir şekilde pek çok ülkede kendisini hissettirmiştir. İlk olarak İtalya’da duyurusu yapılan Fütürizm Bildirisi’nin bir benzeri 1912 senesinde Moskova’da Mayakovski, Burliuk, Aleksandr Krutçenykh, Hlebnikov tarafından “Genel Zevke Tokat” (Slap in the Face of Public Taste) başlığı altında yayımlanmıştır. 1922-25 yılları arasında Sovyetler Birliği’ne ilk ziyaretini yapan Nazım Hikmet’in, hala fütürizmin edebiyat üzerinde etkili olduğu bu dönemde yazdığı Makinalaşmak şiirini, bu Rus Fütürist Bildirisi’nin ışığı altında okumaya çalışacağız.
     Sözü geçen manifesto şu cümlelerle başlamaktadır: “Biz çağımızın yüzüyüz. Çağımızın av borusu, sözcükler sanatında bizimle ses veriyor.”1 Zamanın belki de tek temsilcisi olarak kendisini gören bu akımın "Makinalaşmak" şiirindeki yansımasını “mutlak buna bir çare bulacağım” mısrasındaki emin söyleyişte görebiliriz. Dönem insanın bir nevi temsilcisi olan şiir öznesi “makinalaşmak” istiyordur; bu arzusunun kendi tarafından gerçekleştirileceğini ve bu yolla “ancak bahtiyar” olacağını bildirir. Çünkü çağın çehresi kendisidir, dolayısıyla kendi isteklerine çözüm bulabilecek olan şeyin dıştan gelen bir güç değil, yine kendisi olduğunu ifade eder.
     Bildirinin devamında şu cümlelerle karşılaşıyoruz: “Puşkin'i, Dostoyevski'yi, Tolstoy'u (vb.) , çağdaşlık gemisinden fırlatıp atmak gerekir. İlk aşkı unutmayan, sonuncusunu da yaşayamaz.”2 Oldukça cüretkar olan bu cümlelerle fütüristler adeta “klasik” olana savaş açmış ve/ya onu unutma yolunu tercih etmiş durumdadırlar. Makinalaşmak şiirinde bu hususun hem içerik hem de biçim açısından geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkçe şiirde kullanılan hece ve aruz ölçülerinin terkiyle serbest bir şiirin tercih edilmesi biçim olarak Nazım şiirini klasik şiir anlayışından koparırken, modernitenin bir sembolü olarak “makinalaşmak” isteğinin şiirin özünü belirlemesi, içerik açısından Türkçe şiire farklı bir boyut kazandırmıştır. Orhan Koçak, “Yahya Kemal’le Mayakovski Arasında Nazım Hikmet” isimli makalesinde yeni bir şiir yaratmak için fütüristlerin dikkat çektiği üzere Nazım Hikmet’in “geçmişi ve klasiği unutma” mecburiyetinde olduğunu şu sözleriyle vurgular: “Unutmak zorundaydı Nazım, öykündüğü sürece aşamadığı, biraz ayrıldığı anda da çok altına düştüğü şiirsel modelini [hala aruz vezniyle şiir yazmaya devam eden ve şiirlerinde geçmişi bir devamlılık fikriyle her daim konu edinen YahyaKemal’i] unutmak zorunda.”3
     Manifesto, şairlerin korunması gereken haklarını sıralayarak nihayete ermektedir. Bu kurallardan bazılarının izlerini, makinalaşmak şiirinde de görmek mümkün.
. “Sözcükler ve keyfe bağlı üretimle (yenilik-sözcük), söz dağarcığını oylum olarak büyütmek.
. "Şairlerin, kendilerinden önceki dile, önüne geçilmez bir kin duymaları.”4
      Bahsi geçen kurallar dikkate alındığında, Nazım Hikmet’in bu şiirde keyfe bağlı bir üretimle “trrrrum/ trrrrum/ trak tiki tak” gibi adeta bir makinanın çıkardığı sesleri andıran sözcükler ortaya koyması ile “kabuk bağlamış çağrışımlardan sıyrılmış yepyeni bir şiir dilinin yaratılması”nı hedefleyen fütüristlerin arzusu örtüşmektedir. Selahattin Hilav, Nazım Hikmet Üzerine Notlar isimli makalesinde bu söylediğine devamen, “Rus fütüristlerin böylece mantık-ötesi ya da anlam-ötesi bir dil yaratarak şiirlerini bu dille yazmak denemesine giriştiler”5 der. Nazım Hikmet’in de bu sözcükler aracılığıyla, yeni bir şiir diline kapı aralayarak aynı amaca hizmet ettiği söylenebilir.
     Diğer kurala gelince, makinalaşmak şiirinde klasik şiirde güzellik unsuru olarak oldukça naif anılan “nazenin ten”, “tuti dil” artık yerini “ete, iskelete, tükrüklü dile, damara, beyne” bırakmıştır. Bu dönüşümü doğrudan kin olarak adlandıramasak bile, Nazım şiirinde dilin artık klasik şiirdeki kullanımından oldukça uzaklaştığı söylenebilir.
     İçerik ve biçim yönüyle Türkçe şiire bambaşka bir soluk getiren Nâzım Hikmet’in Makinalaşmak şiirini, Rus Fütürist Manifestosu ışığı altında incelemeye çalıştık. Nâzım Hikmet’in her ne kadar bu akımdan etkilendiği ve bu noktada klasik şiir anlayışından farklılaştığı düşünülse bile, topyekün bir Nâzım şiiri okumasında onun şiir serüveni; “ikisine de uğrayarak, ikisini de birbirine kırdırarak ve aralarında dolaşarak kendi benzersiz alanını açtı”6 şeklinde özetlenebilir.
____________________________________________________

1. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
2. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
3. Orhan Koçak, Kopuk Zincir ( İstanbul: Metis Yayınları, 2012), 16.
4. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
5. Selahattin Hilav, Edebiyat Yazıları (Yapı Kredi Yayınları, 1993), 32.
6. Orhan Koçak, Kopuk Zincir ( İstanbul: Metis Yayınları, 2012), 22.






KAYNAKÇA

Hilav, Selahattin. Edebiyat Yazıları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1993.
Koçak, Orhan. Kopuk Zincir. İstanbul: Metis Yayınları, 2012.
Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder