20.10.2015
TKL 309 - Hicret Osta
RUS
FÜTÜRİZMİ’NİN IŞIĞINDA “MAKİNALAŞMAK”
20. Yüzyılın başı itibariyle edebiyata yön veren akımlardan biri olan
Fütürizm, İtalyan kaynaklı olmasına rağmen paralel bir şekilde pek çok ülkede
kendisini hissettirmiştir. İlk olarak İtalya’da duyurusu yapılan Fütürizm Bildirisi’nin
bir benzeri 1912 senesinde Moskova’da Mayakovski, Burliuk, Aleksandr
Krutçenykh, Hlebnikov tarafından “Genel Zevke Tokat” (Slap in the Face of
Public Taste) başlığı altında yayımlanmıştır. 1922-25 yılları arasında
Sovyetler Birliği’ne ilk ziyaretini yapan Nazım Hikmet’in, hala fütürizmin
edebiyat üzerinde etkili olduğu bu dönemde yazdığı Makinalaşmak şiirini, bu Rus
Fütürist Bildirisi’nin ışığı altında okumaya çalışacağız.
Sözü geçen manifesto şu cümlelerle başlamaktadır: “Biz çağımızın
yüzüyüz. Çağımızın av borusu, sözcükler sanatında bizimle ses veriyor.”1
Zamanın belki de tek temsilcisi olarak kendisini gören bu akımın "Makinalaşmak" şiirindeki yansımasını “mutlak buna bir çare bulacağım” mısrasındaki emin
söyleyişte görebiliriz. Dönem insanın bir nevi temsilcisi olan şiir öznesi
“makinalaşmak” istiyordur; bu arzusunun kendi tarafından gerçekleştirileceğini
ve bu yolla “ancak bahtiyar” olacağını bildirir. Çünkü çağın çehresi
kendisidir, dolayısıyla kendi isteklerine çözüm bulabilecek olan şeyin dıştan
gelen bir güç değil, yine kendisi olduğunu ifade eder.
Bildirinin devamında şu cümlelerle karşılaşıyoruz: “Puşkin'i,
Dostoyevski'yi, Tolstoy'u (vb.) , çağdaşlık gemisinden fırlatıp atmak gerekir.
İlk aşkı unutmayan, sonuncusunu da yaşayamaz.”2 Oldukça cüretkar
olan bu cümlelerle fütüristler adeta “klasik” olana savaş açmış ve/ya onu
unutma yolunu tercih etmiş durumdadırlar. Makinalaşmak şiirinde bu hususun hem
içerik hem de biçim açısından geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Türkçe
şiirde kullanılan hece ve aruz ölçülerinin terkiyle serbest bir şiirin tercih
edilmesi biçim olarak Nazım şiirini klasik şiir anlayışından koparırken,
modernitenin bir sembolü olarak “makinalaşmak” isteğinin şiirin özünü
belirlemesi, içerik açısından Türkçe şiire farklı bir boyut kazandırmıştır.
Orhan Koçak, “Yahya Kemal’le Mayakovski Arasında Nazım Hikmet” isimli
makalesinde yeni bir şiir yaratmak için fütüristlerin dikkat çektiği üzere Nazım
Hikmet’in “geçmişi ve klasiği unutma” mecburiyetinde olduğunu şu sözleriyle
vurgular: “Unutmak zorundaydı Nazım, öykündüğü sürece aşamadığı, biraz ayrıldığı
anda da çok altına düştüğü
şiirsel modelini [hala aruz vezniyle şiir yazmaya devam eden ve şiirlerinde
geçmişi bir devamlılık fikriyle her daim konu edinen YahyaKemal’i] unutmak
zorunda.”3
Manifesto, şairlerin korunması gereken haklarını sıralayarak nihayete
ermektedir. Bu kurallardan bazılarının izlerini, makinalaşmak şiirinde de
görmek mümkün.
. “Sözcükler ve keyfe bağlı üretimle (yenilik-sözcük),
söz dağarcığını oylum olarak büyütmek.
. "Şairlerin, kendilerinden önceki dile,
önüne geçilmez bir kin duymaları.”4
Bahsi geçen kurallar dikkate alındığında, Nazım Hikmet’in bu şiirde
keyfe bağlı bir üretimle “trrrrum/ trrrrum/ trak tiki tak” gibi adeta bir
makinanın çıkardığı sesleri andıran sözcükler ortaya koyması ile “kabuk
bağlamış çağrışımlardan sıyrılmış yepyeni bir şiir dilinin yaratılması”nı
hedefleyen fütüristlerin arzusu örtüşmektedir. Selahattin Hilav, Nazım Hikmet
Üzerine Notlar isimli makalesinde bu söylediğine devamen, “Rus fütüristlerin
böylece mantık-ötesi ya da anlam-ötesi bir dil yaratarak şiirlerini bu dille
yazmak denemesine giriştiler”5 der. Nazım Hikmet’in de bu sözcükler
aracılığıyla, yeni bir şiir diline kapı aralayarak aynı amaca hizmet ettiği
söylenebilir.
Diğer kurala gelince, makinalaşmak şiirinde klasik şiirde güzellik
unsuru olarak oldukça naif anılan “nazenin ten”, “tuti dil” artık yerini “ete,
iskelete, tükrüklü dile, damara, beyne” bırakmıştır. Bu dönüşümü doğrudan kin
olarak adlandıramasak bile, Nazım şiirinde dilin artık klasik şiirdeki
kullanımından oldukça uzaklaştığı söylenebilir.
İçerik ve biçim yönüyle Türkçe şiire bambaşka bir soluk getiren Nâzım
Hikmet’in Makinalaşmak şiirini, Rus Fütürist Manifestosu ışığı altında
incelemeye çalıştık. Nâzım Hikmet’in her ne kadar bu akımdan etkilendiği ve bu
noktada klasik şiir anlayışından farklılaştığı düşünülse bile, topyekün bir Nâzım
şiiri okumasında onun şiir serüveni; “ikisine de uğrayarak, ikisini de
birbirine kırdırarak ve aralarında dolaşarak kendi benzersiz alanını açtı”6
şeklinde özetlenebilir.
____________________________________________________
____________________________________________________
1. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
2. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
4. Vikipedi, “Rus Fütürist Manifesto”, Fütürizm.
5. Selahattin Hilav, Edebiyat
Yazıları (Yapı Kredi Yayınları, 1993), 32.
6. Orhan Koçak, Kopuk
Zincir ( İstanbul: Metis Yayınları, 2012), 22.
KAYNAKÇA
Hilav, Selahattin. Edebiyat Yazıları. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1993.
Koçak, Orhan. Kopuk Zincir. İstanbul: Metis Yayınları, 2012.
Vikipedi, “Rus Fütürist
Manifesto”, Fütürizm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder